Çoğunluğa Uyma Davranışı

Toplum içinde yaşamanın getirdiği durumlardan biri de sosyal çevre içinde yaşamaya olan yatkınlığımızdır. Fakat her zaman çevremizdeki kişilerle aynı fikirde olamayabiliyoruz. Bu yüzden bazen insanlar kendi düşünce, istek ve davranışından vazgeçerek çoğunluğa uyma davranışı gösterebilir. Örneğin arkadaşlarla çıkılan bir grup yemeğinde diğer arkadaşlarınız sipariş edilecek pizzada mantar olmasını isterse, siz de gruba uymak adına istemediğiniz halde mantar olsun diyebilirsiniz. Bu gibi durumlar günlük hayatta birçok defa karşımıza çıkabilir.

Sosyal psikolog Salomon Asch 1953 yılında, tam olarak bu davranışı gözlemleyen bir deney hazırladı. Deneyde 1 gerçek denek ve 6 sahte denek bulunuyordu. Sonuçları not etmek için 2 psikolog ve asistanlar vardı. Sahte denekler psikologlar tarafından kiralanmış aktörlerdi. Deneyde sol tarafta 1 çubuk resmi, sağ tarafta ise biri soldaki ile aynı uzunlukta olan, biri kısa, diğeri uzun 3 çubuk resmi bulunuyordu. Tüm deneklerden soldaki resimdeki tek çubuğun sağdaki hangi numaralı çubukla aynı boyda olduğunu yüksek sesle söylemeleri isteniyordu. Sıralamada ise aktörlerden sonra en son olarak gerçek denek cevap veriyordu.

Deney 18 turdan oluşuyordu. Bu turlardan ilk 2’sinde aktörler doğru cevabı verdiler. Fakat 3’üncü turda hep birlikte belirlenen yanlış cevabı verdiler. Kalan 15 turun rasgele 11’inde yine yanlış cevabı verdiler. Peki gerçek denek bu durumda ne yapmıştı? Sonuçlar oldukça ilginçti.

Toplamda 12 etapta gerçekleştirilen araştırmanın sonucuna göre, katılımcıların %75’i en az 1 kere çoğunluğa uymayı seçmiş, %25’i hiçbir denemede uyum göstermemişti. Katılımcıların yaklaşık %63’ü deneyin yarısından çoğunda doğru cevabı tercih etmiş, yaklaşık %37’si deneyin yarısından çoğunda çoğunluğa uymayı seçmiştir. Katılımcıların %5’i ise çoğunluğa her zaman uymayı seçmiştir. Kontrol grubunda ise sadece %1’lik kısım (hata payı) uyma göstermiştir.

Bu deneyin sonucuna göre insanların büyük çoğunluğu tanımadığı kişilerin olduğu ortamlarda gruba uyma eğilimi gösterir. Bilerek ve isteyerek yalan söylemek zorunda hissederler. Bu durum ise bireyin üzerinde baskı yaratır. Bu baskı kişide huzursuzluğa sebep olur. Bu huzursuzluğu atlatamayan kişiler tükenmişlik hissederek toplumdan uzaklaşma, sosyal fobi ve depresyon belirtileri gösterebilir. İşler bu noktaya gelmeden önce çözümlemek en sağlıklı olan yoldur.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu