Orta Kulak İltihabı – Orta Kulak Enfeksiyonu | kbbhastaliklar.com

Konuşma insanların sosyalleşmesini sağlayan en önemli beceridir. İşitme ise; insanların konuşma ve dil becerilerinin gelişmesini sağlayan en önemli duyudur. Çocukluk çağı işitme kayıpları ne kadar erken fark edilirse, tedavisi ve rehabilitasyonu da o kadar iyi olur. Bu yüzden her yenidoğana ilk bir hafta içerisinde işitme taraması yapılır.

Çocuklarda normal işitme seviyesi 0- 15 dB aralığıdır. İşitme kaybının seviyesine göre çocuklarda farklı bulgular olabilir. Hafif işitme kayıpları; konuşmanın gecikmesine neden olabilir, çocuk sesli harfleri tam olarak duyarken bazı sessiz harfleri tam olarak duyamaz ve konuşma sırasında o harfleri söyleyemez. Kelimeleri tam söyleyemez ve cümle kurarken hatalar yapar. Aynı zamanda öğrenme güçlüğü ve buna bağlı çocuğun okul başarısında azalma görülebilir. Orta derecede işitme kayıplarında; çocuğun mutlaka işitme cihazı kullanması ve özel eğitim alması gereklidir. Bütün bunlara rağmen konuşma ve dil becerisinde azalma görülebilir. İleri derece işitme kayıplarında ise; hem cihaz hem de özel eğitime rağmen konuşma ve dil becerilerinde ciddi sıkıntılar olur ve bu durum çocuğun akademik başarısına da olumsuz olarak yansımaktadır.

Çocukluk çağı işitme kayıplarının nedenlerine yüzeysel olarak bakacak olursak; ailesel ve genetik nedenler, annenin hamilelik sırasında geçirdiği enfeksiyon hastalıkları, gebelik diyabeti, annenin gebelik sırasında sigara ve alkol kullanması, prematür doğum, kan nakli yapılması, yenidoğan sarılığı, doğumdan sonraki ilk bir ay içerisinde çocuğun yoğun bakımda takip edilmesi, sendromlar, menenjit gibi sinir sistemi enfeksiyonları, kızamık ve kabakulak gibi enfeksiyon hastalıkları gibi nedenler yer alır.

Fakat çocuklarda görülen kazanılmış işitme kayıplarının en büyük nedeni orta kulak enfeksiyonlarıdır. Orta kulak enfeksiyonları geçici veya kalıcı olarak işitme kaybı yapabilirler. Fakat bu hastalığın en önemli noktası, çocuklarda en sık işitme kaybı yapan neden olmasından ziyade, önlenebilir olmasıdır.

Orta kulak, burnun arka tarafında, geniz bölgesine açılan “östaki tüpü” denilen bir yapı ile havalanır. Östaki tüpü burun vasıtasıyla orta kulağa hava girişini sağlarken, aynı şekilde orta kulakta biriken sıvıyı da drene eder. Fakat çocukluk çağında, östaki tüpü gelişimini tamamlamadığı için, orta kulağı havalandırma ve drenaj görevlerini iyi yerine getirmez. Bütün bunlara ek olarak, çocukluk çağında sıklıkla görülen, halk arasında “geniz eti” denilen “adenoid dokusu” da zaten tam gelişmemiş olan östaki tüpünün ağzını tıkayarak, orta kulağın havalanmasını ve drenajını iyice bozar.

İyi havalanmayan ve içinde biriken sıvıları drene edemeyen orta kulakta sık sık enfeksiyonlar oluşur. Bu enfeksiyonlar kulak ağrısı, ateş ve işitme kaybı yaparlar. Uzun süreli antibiyotik kullanımı ile bu enfeksiyonlar tedavi edilse de çoğu zaman orta kulakta sıvı birikimi devam eder. Enfeksiyon olmadan sadece sıvı birikimi, kulakta basınç ve dolgunluk hissi yapar, hava olması gereken orta kulak boşluğunda sıvı olduğu için, çocuğun sık orta kulak enfeskiyonu geçirmesine neden olur ve işitme kaybı yapar. 

Orta kulakta sıvı birikiminde ve orta kulak enfeksiyonlarında oluşan işitme kaybı ilk başlarda geçicidir. Enfeksiyonun ve sıvının geçmesi ile işitme normale döner. Fakat uzun vadede, kulak zarında çökme, halk arasında “kulak zarı kireçlenmesi” denilen kulak zarında “kalker plakları” birikimi, kulak zarında delinme, orta kulak kemikçiklerinde aşınma veya yapışma gibi hasarlara neden olarak kalıcı işitme kayıpları yapabilirler.

Az önce de belirttiğim gibi çocuklarda kazanılmış işitme kayıplarının en sık nedeni orta kulak hastalıklarıdır. Erken tedavi, takip ve gerekirse cerrahi müdahale ile bu kayıplar tamamen önlenebilir. 

İşitme kaybı olan çocuğa erken müdahale neden önemlidir?

İnsanın toplumun içerisinde sosyal bir canlı olmasını sağlayan ve bizi diğer canlılardan ayıran en önemli yeteneklerden birisi de konuşmadır. Konuşmanın öğrenilebilmesi için de işitmek en önemli şarttır. Beynimizde işitme ile konuşma arasındaki yolak ilk 3 yaşta gelişir. Bundan dolayı işitme kayıplarına ne kadar erken müdahale edilirse, hastanın konuşması da o kadar iyi olur.

Kreş ve okul çağı çocuklarındaki işitme kaybında ise, çocuk her ne kadar daha öncesinden konuşmayı öğrenmiş, geliştirmiş olsa da, yeni kelimeler öğrenmesi gecikir veya hiç olmaz. Kreş ve okul çağı çocukların iç güdüleriyle hareket ettikleri, paylaşımı ve sosyalleşmeyi yeni öğrendikleri bir dönemdir. Bu dönemde çocukta işitme kaybı olması, sosyalleşmesini etkileyecek ve okul başarısını düşürecektir. Bu durum, arkadaşları tarafından dışlanan, içene kapanık, kendisini çevreden izole etmiş bir çocukla karşılaşmamıza neden olabilir.

LÜTFEN UNUTMAYALIM !!!

Erken teşhis konulduğunda ve erken müdahele edildiğinde çocuklardaki işitme kayıpları tedavi edilebilir veya çok iyi bir şekilde rehabilite edilebilir.

Çocuğunuz yetişkin bir birey değildir. Size gelip bende işitme kaybı var genellikle demezler. Çalan telefonu duymaması, kapı çalınca kapıya koşmaması, okul başarısında azalma, son zamanlarda başlayan huzursuzluk, arkadaşlarıyla ilişkisinde azalma ve bozulma, çevreye ilgisinin azalması, kelimeleri yanlış söyleme ve yeni kelime öğrenmemesi çocuklarda işitme kaybı bulguları arasındadır. 

Bu bulgular varsa çocuklarınıza kulak ve işitme muayenesi yaptırınız.

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu