Çocuklarda öfke tepkisi bireysel farklılık ve duruma göre değişiklik göstermektedir. Bu nedenle bileşenlerini incelemek faydalı olacaktır.
Bileşenleri; öfkeye farklı duygular eşlik edebilir, genellikle bu korku duygusudur. İkinci olarak fiziksel değişimler eşlik eder. Kalp atışı hızlanır,eller terler,kan dolaşımı ve nefes alıp verme hızlanır. Dışardan gözlemlenemeyen bu tepkileri kişi hisseder ve bu iki değişiken tüm bireylerde ortaktır.
Üçüncüsü ise; öfke durumuna karşı verilen tepkilerdir ve kişiye bağlı çeşitlilik gösterir. Hatta bazen aynı duruma çocuk faklı tepkiler verir. Son bileşen ise, öfkeyi doğuran olaydır. Her çocuğa göre farklılık gösteren bu etken genellikle engellenme hissidir. Oyuncakla oynamaya izin verilmemesi, yanında kalmasını istediği kişiden ayrılmak zorunda olması gibi. Yani yapılmak istenen davranışı engellemek, hedeflenen amaca ulaşamamak hayal kırıklığı doğurmakta bu da çocuğu öfkeye götürmektedir.
Öfkeyi neler ortaya çıkarır?
Engellenme eşiği (hedefin istenme durumuna bağlı düşük veya yüksek olması)
Yaş (Müdahaleyi anlayacak zihinsel kapasite)
Fiziksel gelişimler(yaşına uygun olmayan hedef ya da istek; hareket eğilimi, kişisel sınırlılık)
Dil gelişimi (yetişkin dünyasında ya da akranları arasında anlaşılmama)
Tepkiler nelerdir?
Düşünülmeden verilen tepkiler; fiziksel ve kötü söz kullanımı, ağlamak, bağırmak, vücudu sallamak, tekme atmak, vurmak, ısırmak, tükürmek gibi.
Tutulmuş tepkiler ise; yaş ilerledikçe çevreden gelen negatif dönüşler üzerine verilen daha gelişmiş tepkilerdir. Örneğin kız çocuklarına sosyal çevrelerinden gelen baskıların daha yoğun olması nedeni ile daha çok ağlama, hayal kurma, kendilerine günah keçisi bulma, onları engelleyen kişilerin başını derde sokma, alay etme gibi tutulmuş tepkiler verebilirler. Çevrelerinden olumsuz dönüşler almadılarsa hatta ödüllendirilmişlerse bu tepkiler yinelenir. Tam aksine verilen tepkilerin ardından çevre tarafından dışlanma, ceza alma sağlanmışsa nispeten daha güvenli tepkiler ile kendilerini kontrol etmeyi öğrenirler.
Her çocuk içinde bulunduğu ortamdan “onay almayı” ve sevilmeyi bekler. Bunun önüne geçen davranış ve tepkilerini azaltırlar, öfkelenseler bile bunu engellemeye çalışırlar. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; cezanın fiziksel olması gerekmez, davranış sonrasında kızılması, azarlanması da çocuk için cezadır.
Öfkenin Ortaya Çıkışı Sıklığı Ve Şiddetini Neler Belirler?
Ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumları; verilen cezanın biçimine, içeriği ve şiddetine göre ortaya çıkışı ve şiddeti farklılaşacaktır. Çocuk yaptığı davranışın sonucunda ceza aldığını anlamalıdır. Eğer bu durum yaşına ve ortama uygun şekilde anlatılmazsa cezalandırılan çocuk haksızlığa uğradığını düşünerek öfkesi artacak, öfke duyduğu kişi yerine kendinden daha güçsüz kişi/nesneye öfkesini yönlendirecektir.
Cezalar; çocuğun öfkesinin ne şekilde ve şiddette dışa vuracağını belirler. Çocuğun isteğinin yüksek olduğu bir duruma hafif gelecek bir ceza uygulanırsa, cezaya rağmen elde edeceği sonuca odaklanacaktır.
Model alma; anne ve babayı taklit ederek daha hızlı öğrenen çocuk, ebeveynin öfke durumunda takındığı tavırları ve şiddeti örnek alacaktır. Özetle, anne baba istemeden de olsa çocuğa saldırganlığı öğretebilir. (örn; sert ceza ve yaptırımlar çocuğun daha sert tepkilerine sebep olabilir)
Eğitimde tutarlı olup/olmama; aynı davranış karşısında bir gün ceza verip, başka bir gün müsaade göstermek öfkelenme sonucu oluşan davranışları pekiştirecektir. Ayrıca hangi ebeveynin çocuğun eğitiminde baskın olduğu önemlidir. Annelerin disiplin ve eğitim üzerinde baskın olduğu çocukların tepkilerini tutmayı öğrendiği gözlemlenirken, babaların baskın olduğu ailelerde ise çocuklar içlerinden gelen tepkileri sergilemekte özgürdür. Ayrıca toplumda erkeklerin saldırgan davranışları daha hoşgörü ile yaklaşıldığı, hatta “erkekliği” simgelediği düşünülerek onaylanır.
Sosyal ortam; çocuğun yetiştiği mahalle, okul ve yakın çevresinin öfkenin sert şekilde ifadesinin “erkekçe ”algılanması ya da kendini koruyamama olarak kontrolünün negatif algılanması da öfke davranışlarını pekiştirir.
İçinde yaşanılan aile ortamı; çocukların bireysel farklılıkları gibi her ailenin de ortamsal farklılıkları bulunmaktadır. Çocuklar bu farklılıkları ve tutarsızlıkları anlayıp, kişiye göre tepkilerini geliştirir ve ceza aldığı durumlara karşı öfke tepkisinin şiddetini arttırabilir.
Çocuklarda Görülen Ortak Öfke Tepki Biçimleri
4 yaşından önce öfke amaca yönelik olmaktan çok bir “patlama” izlenimi taşır. İstenin nesneye ulamaya çalışmak yerine duygu dışa vurumu içerisindedir. 2-4 yaş arasında öfke nöbetlerinde artış vardır ve patlama şeklinde olur. Daha sonra azalma yaşanır ve nesneye ya da kişiye yönelmeye başlar.
EBEVEYN TUTUMLARI NELER OLMALIDIR?
Öfke patlamaları ile baş etmek için öncelikle öfke halinin şiddeti ve süresi çok önemlidir. En önemli tutum; yetişkinin bu durumu olabildiğince sakin ve tolere edici karşılaması gerekir. Var olan ebeveyn tutumları göz önünde bulundurarak tutarlı bir tavır sergilenerek, çocuğa model teşkil edileceği düşünülerek hareket edilmelidir. Neden öfkelendiğini iyi gözlemlemek gerekir.
Ayrıca çocuğun sürekli koruma altına alınmaya çalışılması, keşfetmeye ve öğrenmeye çalışan çocuğun engellenmemesi önemlidir. Ancak keşif için kontrolsüz davranmasına/her isteğinin gerçekleşmesine izin verilmemelidir. Yani; dengeyi sağlamak çok önemlidir. Er geç öfke ile karşılaşacak olan çocuğun bu hayal kırıklığı sonucu oluşan öfke durumunu olabildiğince küçük yaşlarda öğrenmesi ve tepkilerini şekillendirmesi önemlidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.