‘Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır. ‘ Hint Atasözü
Hayatımızda güzelliklerin yaşanmasıyla beraber, olumsuzluklar da yaşanıyor. İnsanları, olayları değiştirmek adına çok çaba sarf ediyor bazen olumlu sonuçlardan ötürü seviniyor bazen de hayal kırıklığına uğruyoruz. Hiç düşündünüz mü belki de hayat olması gerektiği gibi değildir de olduğu gibidir ve onu değiştirecek olan ise nasıl yaşadığımızdır.
Her canlı kendi süreci içerisinde değişim ve dönüşümü yaşamaktadır. Doğa da buna en güzel örnektir. Sonbaharın gelişiyle sararmış yapraklarını döken ağaçlar, zorlu bir kışı atlattıktan sonra baharın gelmesiyle ağaçlar filizlenir, yapraklar yeşerir, meyveler olgunlaşır. İnsanlar da nefes aldıkları andan itibaren bedeni, düşünce dünyası, zekası değişir, gelişir. Değişim mana itibariyle ilk haldeki gibi olmamaktır, farklılaşmaktır. Filozof Heraklitos değişimin önemini aynı nehirde iki kez yıkanmaz sözleriyle altını çizmiştir. Heraklitos’a göre evrende hiçbir nesne, nesnelerin hiçbir özelliği yoktur ki, değişmeden kalsın. Zamanla sosyal çevremiz, statümüz, fiziki görüntümüz, düşüncelerimiz, aldığımız kararlar değişir. Duygusal ve ruhsal olarak da değişim ve farkındalıklar yaşıyoruz fakat bilinç düzeyinde çoğu zaman fark etmiyoruz. Çünkü farkındalık değişimi gerektirir. Farkındalıkların neticesinde karşılaştıklarımız zaman zaman sancılı olsa da bu bir süreç, yeter ki yaşama farklı bir penceren bakma cesaretinde bulunalım. gösterelim sancılı süreçler yaşansa da doğanın kanunu olan bu sürece tüm varlıklar dahil olur. Tıpkı kartalların hikayesinde olduğu gibi…
Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır.
Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40′a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir.
Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır.
Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
– Ya ölümü seçecektir,
– Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.
Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar.
En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız.
Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız.
Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.