Bilimin her kolunda çok süratli bir gelişim yaşıyoruz. İnsanoğlu her hususta tecrübe kazandıkça olaylara bakış açısı ve yaklaşımı değişiyor.
Burun ameliyatlarında da durum pek farklı değil aslında. Daha evvel yapılmış olan ameliyatların uzun devir sonuçlarının âlâ tahlil edilmesi sayesinde burun estetiği operasyonlarında, hem teknik olarak hem de ideoloji olarak bakış açısının epeyce değiştiğini ve bir çok yeniliğin ortaya çıktığını görüyoruz.
Bu yenilikler yalnızca bilim alanında değil ,moda, tasarım ve sanat konusunda da meydana geliyor.1960 lı yılların moda olan kıyafetleri, saç halleri, makyaj prosedürleri ve hoşluk anlayışı günümüzden çok çok farklı. Tıpkı halde 1960 ların estetik anlayışı da günümüzden epey farklı.
Bundan 40 yıl öncesinin anatomik bilgileri ve cerrahi teknikleri, günümüzdeki kadar geniş ve çeşitli değildi. Misal formda estetik ideoloji de şimdilerden epeyce uzaktı. 1960′ ların moda mecmualarının kapak modelleriyle, günümüzdeki mecmuaların model fotoğraflarını karşılaştırırsak ne demek istediğim çok daha kolaylıkla anlaşılabilir.
1960’lı yıllarda, hoş burun “yüzde küçük dursun da ne olursa olsun” üzere bir anlayıştı. O periyotlarda kayık burun modaydı ve burun sırtı ne kadar oyuksa o kadar hoştu. O kadar kalkık yapılırdı ki önden bakılınca burun delikleri görülürdü. Bu operasyonlar ekseriyetle kapalı teknikle yapılmış, burundan çok kıkırdak ve kemik çıkarılmasını temel alan tekniklerin tanınan olduğu yıllarda yapılan burunlardı.
Nasıl ki vakitle modada trendler değiştiyse burun estetiğinde de anlayış değişmeye başladı. Günümüzde cerrahi anatomik bilginin gelişmesi, daha evvelki operasyon tekniklerinin uzun periyot sonuçların görülmesi sonucunda burun estetiği teknikleri ve operasyon sonuçları da evrim geçirerek günümüze kadar geldi.
Artık yeni trend ameliyatlıymış üzere durmayan, çok kalkık değil uygun açıda bir burun sırtının olduğu, doğal, yüze uyumlu burunlar. Bana nazaran başarılı bir burun amliyatının olmazsa olmazı ameliyatsızmış üzere bir görünüm ve yeni burnun hastanın yüzünde olabildiğince doğal durmasıdır.
Yeni burun estetiği anlayışında ayrıyeten gölgelenmeler ve ışığın burunda oluşturduğu doğal yansımalar kıymet kazandı. “Çift gölge” dediğimiz kaş ve burnun ortasındaki burun ucuna kadar olan geçişin pürüzsüz görünmesi, burna çok daha doğal bir görünüm kazandırdı.
Sağ kaş çizgisinden başlayan burun sırtından devam edip burun ucunda sol kaştan tıpkı biçimde gelen hayali çizgi ile birleştiği, burun ucunda eliptik bir ışık hüzmesi olarak sonlanması bir bütün olarak bakıldığında burnu inanılmaz doğal ve yüzün öteki yapılarıyla ahenk içerisinde göstermektedir.
Bu yeni burun estetiği trendinde ülkü burnu, ucu ve sırtının farklı yapılar halinde değil de tek bir yapı olarak göründüğü, burun sırtının açısının makul hudutlarda olduğu, çok kalkık olmayan, burunda ışığın yarattığı gölgelenme ve yansımaların yumuşak geçişler gösterdiği, kaş burun hayali çizgisinin pürüzsüz çift gölge olarak göründüğü, burun ucuna düşen ışığın burun ucunda eliptik bir yansıma meydana getirdiği, yüzle uyumlu ve doğal burunlar olarak olarak tanımlayabiliriz.
