İyi bir eş, başarılı bir iş kadını, mükemmel bir anne, iyi bir ev kadını olmak gibi etiketlerle yaşamak ve bunları sağlayamadığınızı hissettiğiniz zaman suçluluk duygusu yaşamak ne kadar zor değil mi? Ancak yalnız değilsiniz.
Ne kadar çabalarsa çabalasın, kendi anneliğini yetersiz görme veya kendini başka annelerle kıyaslayarak başarısız ilan etme gibi belirtilerle kendini gösteren anne suçluluğu, doğru yaklaşımla çözülmezse ne yazık ki hem annenin hem de çocuğun yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürebiliyor. Araştırmalara göre ebeveynlikte annelerin babalara göre daha fazla suçluluk duygusu hissetmeye yatkın oldukları görülmüştür. Toplumsal cinsiyet normlarına göre baba için çalışmak öncelikli göründüğü için aynı senaryoda kalan babalar annelere göre daha az suçluluk duygusu hissetmektedir. Peki anneler gösterdikleri bunca öz veriye rağmen neden kendilerini hâlâ yetersiz hissediyor?
Anneler, nasıl “iyi bir anne” olunması gerektiği ile ilgili, ailelerinden, arkadaşlarından, sosyal medyadan ve pazarlama kampanyalarından binlerce tavsiye işitir. Sosyal medyadaki “influencer annelerin” de bu süreçte anneleri oldukça etkilediği gözlemlenmiştir. Özellikle sosyal medyada çocuk gelişimine dair gerek disiplin yöntemleri gerek davranış bozuklukları ve daha pek çok tema ile ilgili içerikler, sanki her anne ve her çocuk aynıymış gibi bilgiler empoze eder. Bu süreçte anneler “çoğunlukla” bir yetişememe ve yetersizlik duygusu hissetmeye başlayabilir. Toplumsal rollerin ve bizlerin de ister istemez benimsediği anneler üzerindeki beklentiler, annelerin her şeye anında ve tek başına yetişmesi gerektiği baskısı görüldüğü üzere hiç de adil değildir. Bununla birlikte doğumdan sonra izni biten ve işe dönmek zorunda kalan çalışan anneler de çocuklarıyla birlikte geçirebilecekleri zamanın azalması ile birlikte suçluluk hissetmeye devam ederler. Özellikle Covid19 ile birlikte evde geçirilen zamanın artması ve annelerin evden çalışmaya başlaması ise suçluluk duygusunu arttırdı. Çünkü çalışırken hala orantısız bir şekilde ev işleri ve çocuklar ile ilgilenmeye devam eden anneler hem bedenen hem de ruhen yorulmaya devam etti.
Aslında annelik akışta, daha önce deneyimlenmemiş pek çok karmaşık duyguyu beraberinde getirir. Suçluluk duygusu hissettiğiniz durumları gözden geçirin. Örneğin, çocuklarınızın sinir bozucu olduğunu düşünebilirsiniz, onlara tahammül edemeyip cezalandırmış olabilirsiniz, kendinize zaman ayırmak isteyebilirsiniz, belki de çocuğunuzun ekran süresinin uzun olmasına izin verdiniz, belki de seyahat etmek ve kendi arkadaşlarınızla güzel bir gün geçirmek istiyorsunuz, o gün sadece oturmak ve çocuğunuzla oyun oynamak istemediniz. Tüm bunlar size kendinizi suçlu hissettirebilir, “yapmanız gereken şeyleri” yapmıyormuşsunuz gibi düşündürebilir.
Peki bu Suçluluk Duygusu ile Nasıl Baş Edebilirsiniz?
(Ziegler, 2020)
-
Kendinizle konuştuğunuz dili değiştirin, affedici olun.
“Ben bunu yaptığım için suçluyum” demek yerine “Bu kararı verdim çünkü….” Demekle başlayabilirsiniz.
-
Önceliklerinizi belirleyin.
Çocuğunuzla birlikte her akşam birlikte oyun oynamak sizin önceliğinizse elinizdeki imkanlar doğrultusunda bunu gerçekleştirmek için sınır koyabilirsiniz. Böylece verdiğiniz kararlar size yoğun bir suçluluk duygusu hissettirmeyecektir.
-
Mükemmel olmanın mümkün olmadığını kendinize hatırlatın.
Mükemmel olmak yerine yeteri kadar iyi olmayı tercih edebilirsiniz. Çocuğunuzla ne kadar fazla ilgilendiğiniz değil ilginizin niteliği önemlidir. Tüm odak noktanızın çocuğunuzda olduğu bir 15 dakika onunla tam temas halinde olmadan geçirdiğiniz 1 saatten çok daha işlevseldir. Ayrıca Bir insan olarak hata yapabileceğinizi, çocuğunuza karşı her zaman sonsuz bir sabır gösteremeyeceğinizi, yanlış kararlar vermeye de hakkınızın olduğunu kendinize sık sık hatırlatın.
-
Size iyi gelmeyen şeyleri bırakmayı düşünün.
Size iyi gelmediğini düşündüğünüz bir sosyal medya hesabını takip etmeyi bırakmak, size kendinizi yetersiz hissettiren bir ortam veya kişiden uzaklaşmak, ebeveynliğinizi yargılayan kişilerle aranıza mesafe koymak vb. kararlar sizin en doğal hakkınız.
-
Yardım isteyin.
Baş edemediğinizi hissettiğiniz noktada bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin.
Tüm bu süreçler içerisinde eş rolünü unutmamak önemlidir. Özellikle eşlerinden destek göremeyen ve çocuk yetiştirmenin yalnızca annenin sorumluluğunda olduğu bir ev ortamı çoğu anneyi çok daha yorgun ve çaresiz kılabilmektedir.
Anne olmadan önceki rutinlerinizi sürdürmek size iyi geliyorsa, çocuklarınızın da mükemmel bir anneden ziyade mutlu bir anneye daha çok ihtiyaç duyduğunu unutmayın. Ruhsal ve bedensel yükünüzün hafiflemesi çocuğunuza ve size iyi gelecektir.
Psikolojik Danışman Aydan Darçın
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.