22 Ekim Kekemelik Farkındalık Günü

Kekemelik bir akıcılık bozukluğudur. Akıcılık bozukluğu; atipik hız, ritim ve akıcısızlıklarla (örneğin, seslerin, hecelerin, kelimelerin tekrarı; ses uzatmaları ve bloklar) karakterize edilen konuşma akışında bir kesintidir ve buna aşırı gerginlik, kaçınma, mücadele davranışları ve ikincil davranışlar eşlik edebilir (American Speech Language Hearing Association [ASHA], 1993). Güncel literatür akıcılık bozukluğunu kekemelik (stuttering) ve hızlı-bozuk konuşma (cluttering) olmak üzere ikiye ayırır.

Gelelim kekemelik hakkında en çok duyduğumuz hatalı/yanlış bilgilerin doğrularına:

· “Kekemeliğin nedeni bir travma olabilir.” Hayır, kekemeliğin tek bir nedeni yoktur ve o nedenler arasında travma yoktur olası nedenleri aile öyküsü ve beyindeki farklılıklardır. Travma; kekemeliğin seyrini değiştirebilir, tetikleyebilir. Kekemeliğin konuşma gelişiminde erken başlaması ve genetik bileşeni nedeniyle, önceden belirlenmiş nöroanatomik veya nörofizyolojik ayrımların bir bireyin bozukluğa yatkınlığını artırdığı öne sürülmüştür (Beal ve ark., 2013). Kekemeliğe nörofizyolojik açıdan yatkın olan veya doğal eğilimle doğan çocuklarda birçok faktör tek başına ya da farklı kombinasyonlar halinde kekemelik için zemin oluşturabilmektedir (Guitar, 2014). “Günümüzde, kekemeliğin bir travma ya da korku sonucu tamamen psikolojik kökenli olarak ortaya çıktığına yönelik görüş kabul görmemektedir. Bu yaklaşımlar, kekeleyen bireylerin ortalamadan daha farklı psikolojik bir görünüm sergilemedikleri sonucuna varılarak reddedilmiştir. Ayrıca araştırmalar, kekemeliğin ortaya çıkmasında anne-babanın doğrudan bir etkisi olmadığı ve çocukların çevrelerinde kekeleyen bir bireyi taklit ederek kekeme olmadıklarını da göstermektedir.” (DKTD)

· “Kekemelik taklitle olur.” Hayır, kekemelik taklit edilebilen bir davranış değildir. Ailede kekeme bireyin var olması kekemelik için sadece bir risk faktörüdür.

· “Kekemelikten kurtulmak gerekir.” Hayır, kekemeliğini kabul eden ve onunla yaşamayı öğrenen birçok insan var. “Özgürce Kekele” sloganıyla yola çıkan, ülkemizde kekemeliği olan bireylerle ilgili olumsuz bakış açılarının, yanlış inanışların kırılarak toplumsal bir farkındalığın sağlanmasının yanı sıra kekemelikleri nedeniyle asosyalleşerek içe kapanık bir kişiliğe bürünen kekeleyen bireylerin topluma kazandırılmaları temelinde sosyal hayatta kekemelik kaygısı yaşamadan kendilerini rahat bir şekilde özgürce ifade edebilmelerine destek olmayı amaçlayan “Kekemeler Derneği” vardır.

· “Kekemelik x sürede geçmezse müdahale edelim”. Hayır, çocuğunda kekemelik türü akıcızlık gören bir ebeveyn beklemeden bir uzmana danışmalıdır.

“Peki dil ve konuşma terapistleri kekemelik terapisinde neyi amaçlar?” sorusuna gelecek olursak;

Dil ve konuşma terapisindeki bütün terapiler kişiye özgüdür, fakat DKT ve adayları olarak tüm terapilerimizde kişilerin etkin bir iletişimci olmasını amaçlarız. DKT kişiyi özel olarak değerlendirir, mevcut olan formal testleri kullanır ve bireye özgü terapi planlar, süreci takip eder. O sebeple bir kişide işe yarayan bir yöntem herkeste işe yaramayabilir hatta kişiye kalıcı zararlar verebilir. O sebeple kişilere öneriler verirken dikkatli olmak gerekir, önerilerin klinik bir ortamda uzman tarafından verilmesi gerekir.

Kekemelik terapisinin de amacı kekeleyen bireylerin etkin birer iletişimci olmalarını sağlamak olsa da her yaş dönemine özgü spesifik terapi amaçları da belirlenmektedir. Terapi amaçlarına ulaşmada birçok faktörün etkisi bulunmaktadır. Bu faktörlerin her birinin detaylı olarak değerlendirilmesi ve elde edilen bilgiler ışığında terapinin planlanması gerekmektedir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu