İnsan olmamızın bize getirdiği kuşkusuz en büyük özelliğimiz sosyal canlılar olmamızdır. Hepimiz farklı sosyal yaşantılara sahibiz. Bu sosyal yaşantılarımız içerisinde sorunlar yaşayabilir, iletişim kopuklukları yaşayabilir insanlardan biraz uzaklaşmak isteyebiliriz. Hepimizin değil ama bazılarımızın yaşadığı bu sorunlar altında Asperger sendromu olabilir mi?
Asperger Sendromu (AS), DSM-IV’te yaygın gelişimsel bozukluklar başlığı altında değerlendirilmektedir. AS sosyal iletişim bozukluğu, basmakalıp davranışlar ve dar ilgi alanları ile karakterize olup, klasik çocukluk otizminden, dil gelişiminde ve bilişsel yetilerde gerilik olmamasıyla ayrılır (Ağırbaş,2015). İlk olarak 1944 yılında Hans Asperger tarafından “otistik psikopati” olarak tanımlanmıştır. Asperger, bu bireylerin duygularını idare etme ve ifade etmede zorlukları olduğunu, empati eksikliği ve toplumsal ipuçlarını anlamada zorluk yaşadıklarını, ilgilendikleri konu hakkında konuşurken küçük bir profesör kesildiklerini; ama mimiklerin kullanımında, ses ayarında, dinleyiciden gelen sözel olmayan ipuçlarını almada sorunlar yaşadıklarını bildirmiştir (London & Publisher, 1998). Erken çocukluk dönemi olası belirtileri olarak huzursuzluk, sürekli ağlama ve zor yatıştırılma, uyku problemi, hiperaktivite, kötü kaba motor hareketleri, geç yürüme, kısıtlı konuşma, akranlara karşı ilgisizlik, nesne ve objeleri ısırma ağza alma davranışları görülebilmektedir. Daha sonraki dönemde ise akranları ve çevresi ile iletişim kurmada isteksizlik, çok biliyor gibi konuşma, farkında olmadan karşısındakinin fikir ve görüşlerini göz ardı etme, karşılıklı duygusal ilişkilerde paylaşımda bulunmama, empati kuramama, soğuk ve duygusuz durma, sürekli doğru söyleme ihtiyacı hissetme ve yalan söyleyememe davranışı şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Asperger sendromunun en belirgin özelliklerinden biri iki yönlü sosyal etkileşim noktasındaki bozukluk olarak değerlendirilmektedir. Bu durum öncelikle sosyal temastan çekilme arzusundan kaynaklanmamaktadır. Sorun, sosyal davranışı yöneten kuralları anlama ve kullanma yeteneğinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Asperger sendromu tanı olarak çocuklukta koyulabilen ve bir ömür devam eden farklılık durumudur. Hastalık olarak kabul görmez çünkü tedavisi yoktur. Bu yüzden Asperger sendromu bir farklılıktır.
Asperger sendromlu bireyler üstün özellikler de gösterebilmektedir. Günümüzde herkes tarafından tanınan, Albert Einstein ve Elon Musk bu isimlerden yalnız ikisidir. Aspergerli bireyler, normal hatta normal üstü zekaya sahiptirler. Çocukluklarından itibaren kendilerini daha farklı görürler ve daha farklı hissederler. Çevrelerini de daha farklı şekilde görürür, hissederler. Beyinlerinde bununla ilgili kablolama tanı almayan bireylerinkinden daha farklıdır.
Bu farklılık durumunda yaşanılan belirtiler kişiden kişiye göre farklılaştığı için tedavi süreci de bu kişilere özel olarak belirlenmektedir. Ancak bu farklılığı tümüyle ortadan kaldıran bir tedavi yöntemi yukarıda da belirttiğimiz gibi bulunmamaktadır. Birtakım uygulamalar, sosyal ilişkilerde beceri eksikliği, iletişim ile ilgili yaşanan sorunlar ve tekrar eden bazı davranışlar gibi belirtilerin hafiflemesi ve günlük yaşantının biraz olsun kolaylaşması yönünden yardımcı olabilmektedir.
Bunların yanında birtakım terapi yöntemleri, konuşma ve dil terapileri, sosyal becerilerin eğitilmesi, ebeveyn eğitimi ve belirlenen ilaçlar ile tedaviler sayılabilmektedir.
Bu konu hakkında okuduklarım yetmez bunun yanında bir şeyler izlemem gerek diye düşünüyorsanız Mary and Max adlı animasyon filmini izleyebilirsiniz. Bu filmde başrolde oynayan Max gündelik hayatta Asperger sendromlu bir bireyin hayatını örneklemektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.