İnsan dünyaya ölmek için gelir. Bu süreçte yaşar yaşadığını…
Yaşamı boyunca başarıları olur yada başarısızlıkları… Hatta bir evliliği kısmetse… Sonrasında çocuklar… İş güç…
Belki başarılı olur hayatında belki de keşkeleri… Bilemezsin… Yaşar kendi haline her şeyi…
Umutla bekler bazen… Olmayıverir… Susar… Kader der arkasından… Nasip olsaydı olurdu…
Bir demlik kaçar sorunlardan… Sonra yine başarısız yine aynı senaryo…
Kaderdir kendine göre yaşadıkları… Her şey kader…
Bizler böyle yaşıyoruz aslında… Kader denen kılıfın arkasında…
Olmayan her şeye kader diyoruz.
Başaramıyoruz kader, Mutlu olamıyoruz kader, Her şey kader…
Yaşadığımız her şeyi kadere bağlamak biz insanların kaçış kapısı…
Mücadele etmek yerine kaçmayı kader diye tanımlıyoruz…
Çalışıp başarmak yerine yine kader diyoruz…
Vaz geçiyoruz aslında… Kader değildir bu bence vaz geçmektir.
Pes etmektir…
Kader vardır elbette… İnkar edemeyiz… Her şeyi de kadere yıkamayız…
Seçimlerimiz var bizim… Tercih ettiğimiz…
Örneğin;Öğrenci ders çalışmak yerine tembel olmayı tercih etmişse ve istediği yere ulaşamamış ise buna kader diyor…
Bu kader değil…Tercihtir.
Çünkü kader olsaydı eğer;
Akıl yoksunu, Algılama problemi ya da başka türlü bir olumsuzluk olacaktı.
Her şey normalken öğrenci; tembel olmayı, ders çalışmamayı, tercih etmiş ise bu kader olamaz…
Şunu ayırmakta fayda var;
Öğrenci elinden geleni hatta daha fazlasını yapar yine de olmaz… İşte bu kaderdir.
Ufak bir çizgidir aslında ayıran tercihle, kaderi…
Ya da daha başka açılardan bakalım… Birey bir evlilik gerçekleştirmiş… Fakat beklediği ilgiyi, mutluluğu bulamamış, son raddine gelmiş bir hayata…
Sırf el alem neder diyerek ya da korktuğu için bu evliliği sürdürmek zorunda kalıp, kader diyerek kendini rahatlatmaya çalışıyor.
Sonrasında keşkeler baş kaldırıyor…
Peki kader dediğimiz şey ne?
Kader değiştirmeye gücümüzün yetmediği durumlardır…
Doğum saatimizi değiştiremeyiz. Ölüm saatimizi de… Çocuklarımızı değiştiremeyiz…
Doğduğumuz şehri de değiştiremeyiz… Anne ve babalarımızı da değiştiremeyiz…
Doğduğun şehirde kalmak, orada yaşamak bir keder değil… Tercihtir…
Yaşadığın evlilik tercihtir…
Kader değil…
Bir kavga düşünün… Birisi birini öldürmüş olsun…
Kader mi bu sizce?
Öldürülen kaderdir onun için… Ama öldüren için aynı şey söylenemez…
O sınavını yaşar… Öfkesi ile sınav olmuştur…
Ölen zaten o saatte ölecekti… Çünkü kaderiydi onun…
Eğer öldüren kişi, öfkesine hakim olsaydı… Kişi başka sebeple ölecekti… Çünkü kaderi olacaktı ve o saatte ölecekti…
Hayat Tiyatrosu
Yaşam insan için bir sahne
Rollerse farklı farklı…
Bazen dramatik, bazen de trajikomik…
Herkes oynar rolünü.
Anlamazlar… Neler yaşanmıştır…
Çünkü herkes kendi rolünde.
Ve final olur.
Kapanır perde…
Kaderlerimizi ve seçimlerimizi ayırıp doğru kararları verebilmektir…
Başarmak…
Yaptığın seçimlerde doğru olanı yapmak ve…
En iyisi için mücadele etmektir…
Durmuş Ali YILMAZ
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.