Neredeyse her insan yaşamının bir döneminde bel ve/veya boyun ağrısı gibi şikâyetlerle karşılaşır. Genel olarak her yaşta görülmekle birlikte orta yaşta daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Günümüzde bel ve boyun ağrısına bağlı olarak hastaneye başvuru yoğunluğu soğuk algınlığı şikâyetinden sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Omurga kaynaklı ağrıları; mekanik ağrılar ve nörolojik ağrılar olarak iki gruba ayırabiliriz. Aşırı terleme, hava akımına maruz kalma ve stres gibi nedenlere bağlı olarak kas ve yüzeyel yapıların etkilenmesi sonucu oluşan, spazmın ya da halk arasında kulunç olarak adlandırılan fibrözitlerin oluşturduğu ağrı mekanik ağrı olarak tanımlanır. Mekanik ağrıda daha çok kas spazmının ya da fibrözitlerin olduğu bölgede ağrı görülür. Bu ağrı türüne Miyofasial Ağrı Sendromu da denilmektedir. Omurgalar arasında bulunan disklerin fıtıklaşarak sinir köküne bası yapması sonucu oluşan ağrı ise nörolojik ağrı olarak tariflenir. Nörolojik ağrıda, omurgadan çıkan sinir hangi vücut kısmına gidiyorsa o bölgede ağrı, uyuşma, hissizlik ve güç kaybı görülebilmektedir.
Genel olarak kadınlarda boyun ağrısı görülme oranı erkeklere oranla bir miktar fazladır. Bunun nedenleri ise kadınların boyun çevresi kas yapısının daha narin olması, uzun saç ve psikolojik olarak daha hassas yapıya sahip olmalarıdır. Erkeklerde ise bel ağrısı kadınlara oranla fazla görülebilmektedir. Bunun nedenleri arasında ise ağır çalışma şartları örnek verilebilir.
Günümüz teknoloji çağında cep telefonu, tablet vb. kullanımı ve yanlış duruş pozisyonları gibi faktörler ise bu sorunun daha erken yaşlarda görülme oranını arttırmıştır. Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde daha sık görülen postür (duruş) bozukluğu ve skolyoz (omurga eğriliği) gibi sorunlar bu ağrıların nedeni olabilmektedir.
Diğer nedenleri arasında; fıtıklar, fazla kilo, yaşa bağlı olarak omurganın zaman içerisinde yıpranması, travma, kas-iskelet sistemi hastalıkları ve hareketsiz yaşam tarzı da sayılabilir. Bel ve boyun ağrılarının süresi uzadığında psikolojik etkilenimler de olabilmekte ve yaşam kalitesinde azalma görülebilmektedir. Bel ve boyun ağrılarından kurtulmanın en iyi yolu vücudumuzu doğru kullanmak ve spor yaparak korunmaktır.
Ağrının tedavi aşamaları ise;
-
Fizyoterapi uygulamaları (sıcak/soğuk uygulamalar, elektroterapi ajanları)
-
Manuel terapi teknikleri (elle yapılan özel teknikler ve masaj uygulamaları)
-
Medikal yöntemler (ağrı kesici ve antiinflamatuar ilaçlar)
-
Korse ve benzeri destekleyici ortopedik ürünler,
-
Cerrahi yöntemler ( ağrı sinirsel ise)
Fizyoterapinin amacı; ilk dönemdeki ağrının dindirilmesi, ağrıların tekrarının önlenmeye çalışılması, uygun egzersizlerin hastaya öğretilmesi ve omurgaya binen yükün azaltılmasıdır.
Bel ve boyun ağrısı olan kişiler ağrının yeniden oluşabileceği endişesiyle hareketli bir yaşamdan kaçınırlar. Aksine yapacakları egzersizlerin ağrıyı tetikleyebileceği gibi düşüncelerden kurtulmaları gerekmektedir. Kişiye özel egzersiz planlaması ile hastalar daha dinç bir vücuda sahip olabilmektedirler.
Günümüzde pilates ve yoga popüler olan iki egzersiz türü olmuştur. Bu iki egzersizi sağlıklı kişiler yapabildiği gibi bel ve boyun ağrısı olan kişiler de alanında uzman fizyoterapistler gözetiminde bu egzersizleri yapabilirler.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.