Antik Yunan Mitolojisinde; Adalet Tanrıçası Themis ve İntikam Tanrıçası Nemesis

Adaleti ve düzeni korumakla görevli olan Themis, Tanrılar dünyasında da insanlar dünyasında da değişmez olan evrensel doğa yasasını, ilahi adaleti temsil eder. olimposta yaşadığı ve tanrıların topraklarına başkanlık ettiği. olimpostaki adaleti düzeni koruduğu bilinmektedir. bir yanı da Kahin olan Themis, kehanet yeri olarak, Delphi Tapınağını inşa etmiştir. adaleti sağlarken öfkeli ve cezalandırıcı değildir. kendisine yeterince saygı gösterilmediğinde veya adaletsizlik yapıldığındaysa o sessizliğini korurken adaleti sağlamak adına intikam tanrıçası Nemesis gerekli cezayı verir. nemesis insansal adaleti korumakla göervlendirilmiştir. O, hata yapanı cezalandırıp günahının bedelini ödetmektedir. ona göre hiç kimse çok iyi ya da çok kötü olmamalı, mutluluk ve hüzün her insana eşit olarak dağıtılmalıdır. adaleti sağlamak için kötüleri cezalandırıp, çok iyileri lanetlemiştir. insanların dengeli bir hayat sürmesi için başarı, zenginlik, mutluluk tanrıçası Tykhe ile birbirlerini dengelemektedirler. her şeyin dengede ve adil dağıtılması için çaba gösteren tanrıçalar, insanların bir birinden daha iyi ya da daha kötü olmamaları için ellerinden geleni yaparlar.

Adalet tanrıçası Themis’in meşhur heykeline gelirsek;

Saflığı ve temizliği temsil eden beyaz elbisenin içindeki gözleri bağlanmış Themis ‘in bir elinde terazi diğerindeyse kılıç vardır. ayağının altındaysa kitabın üzerinde ezdiği yılan başı bulunmaktadır. gözlerinin bağlı olması tarafsızlığını temsil ederken, elindeki terazi de adaletin herkese eşit dağıtılması gerektiğini simgeler. elindeki kılıç ise adaleti sağlamak adına gerekirse güç uygulayabileceğinin işaretidir. kitap ilahi adalet kurallarını temsil derken, kitaba dolanmış ayağıyla ezdiği yılansa; adalete zarar verenlerin yok edileceği ve kutsal adaletin her daim korunacağını temsil etmektedir.

“Themis’ in Roma mitolojisindeki karşılığı Justita’dır. justita’nın sol elindeki terazi adaleti ve bunun dengeli bir şekilde dağıtılmasını, sağ elindeki iki ucu keskin kılıç ise adaletin verdiği cezaların gücünü ve caydırıcılığını temsil etmektedir.gözlerindeki bağ ise tarafsızlığı simgeler. adaletin gözü kördür sözü burdan geldiği düşünülmektedir.”

Adalet  bizler içinsadece kanunu ve kuralı değil aynı zamanda temel ihtiyaçlarımızdan birini temsil etmektedir. hayatın bize yeteri kadar adil davranmayacağı korkan yanımız bizim evham şemalarımızı oluştururken; dünyada adaleti sağlamaya çalışan yanımız ise vicdan şemalarımızı oluşturmaktadır.

Zaman zaman hayatınızın yolunda gitmediğini, en kötü şeylerin hep sizin başınıza geleceğini düşünen bir paçanız varsa bunun adına bizler, karamsarlık şeması diyoruz. karamsarlık şeması dipsiz bir kuyu gibi en kötüyü çağıran yanımızdır. bu şemamız antik yunan tanrıçalarına göre şunları temsil ediyor olabilir ; “büyük bir günah işledim, ve bu günahın sonucunda hayatım kararacak hiç bir şey yolunda gitmeyecek” düşüncesiyle nemesis’in ilahi adaleti korumak için hata yapanı cezalandıracağı korkusuyla ortaya çıkan karamsarlık olabileceiği gibi , aynı zamanda şunu da temsil ediyor olabilir.” hayatımı şimdi tam yoluna koydum. her şey harika ilerliyor. bu büyü ne zaman ve neyle bozulcak her kötü şeye hazırlıklı olmalıyım. en kötüyü her daim hatırlamalı ve çok da mutlu olmamalıyım. eğer çok mutlu olursam çok gülen çok ağlar” düşüncesini de temsil ediyor olabilir. bu intikam tanrıçası nemesis’in  çok iyi olanı cezalandırıp lanetlediği için insanların bir yandan iyi olmayı isterken diğer yanda da  iyi olma korkusuyla en kötü şeylerin başına geleceğini düşünerek yaşanılan mutluluğu hafifletme çabasından ortaya çıkmış olabilir. ” tam mutlu olacakken talihsiz kaza geçiren…, tam çocuğunu kucağına yeni almışken.., tam mesleğini eline almışken…, düğününe 3 gün kala  ile başlayan gazetelerin 3. sayfa haberleri  karamsarlık şemasının korkularının temsili gibidirler. Sahip olduğumuz her ne varsa onu kaybetmekten korkan yanımız karamsarlık şemasını körüklemektedir. örneğin; çok sevdiğimiz insanların bizleri terk etmelerinden ölmelerinden korkuyorsak bunun adı terk edilme şeması oluyorken; güvendiğimiz insanların bizim arkamızdan iş çevirmesinden güvenimizi zedelemesinden bizleri incitmesinden korkuyorsak da kuşkuculuk şemamız gelişiyor. başımıza gelebilcelek en kötü doğa olayları, hastalıklar, adaletsizlikler karşısında onlarla baş edemeyeceğimize dair korkularımız da dayanıksıklık şemamızı doğuruyor. 

Bir de kendi adaletimizi sağlamaya çalışan Vicdan şemalarımız mevcut. o ise içimizdeki teraziyi simgeliyor. bizlerde ne fazlaysa bunu paylaşmamız gerektiğine olan inancımızı besleyen fedakarlık şeması, çok verenin mükafatlandırılacağı inancından beslenmiş olabileceği gibi  verdikçe günahından arınacağına dair inançla günah çıkartmak da olabilir . ya da dünya adaletsizliğine karşı çıkan adaleti sağlamaya çalışan bir parça. ya da verebiliyor olmanın güçlü hissettiren yanımız… burada önemli bir nokta adaleti dağıtmaya çalışırken kendimize yaptığımız haksızlıktır. çok vermek kendi ihtiyacımızın giderilmesine engel olduğu için kendimize adil davranmış olmayız. vicdanımızın diğer sesi ise; hata yapanın cezalandırılcağını savunan Cezalandırıcılık şemamızdır. bu şemamız, bizim kendi hatamız karşsında bizi cezalandırıp bizlere acı çektirdiği gibi, adaletsizlik yapan başka insanları da içimizdeki adalet terazisinde cezalandırdığımız parçamızdır. belki de ilahi adalet bizi cezalandırmadan kendi hatamızı anlayıp pişman olursak daha az cezalandırılacağımızı düşünen bir parçamızdır. ya da içten içten yanan bir çıra gibi kendimizi yakarak çıkarttığımız günahımız. cezalandırıcılık şemamız içsel adaletimizi  düzenimizi korumak için oradadır. içimizdeki adaletin kılıcını temsil eder . ancak kendi içsel dengemiz yeteri kadar iyi değilse adaleti sağlamak da mümkün olmayıp müebbet almış bir mahkum oluruz.   vicdanımızın tam huzurlu olması için her şeyi mükemmel yapmamızı isteyen son şemamız ise yüksek standartlar şemasıdır. bu şemamız her şeyin mükemmel yapılması gerektiğini vurgular. adaletin terazisi gibi kusursuz olmalıdır. ancak lüksün gibi mükemmelin de bir sınırı yoktur. bu şemamız aktif olduğunda ne yaparsak yapalım hep birşeyler eksik veya yetersiz kalır. dengeyi yine sağlamayı başaramazsak yaptığımız iyi şeyler göremeyip yalnızca noksanları görürüz.

Kimimiz ilahi adaletin var olduğu,  kimimiz ise adil olmayan bir dünyada yaşadığımıza inanırız. ben bugünkü sayıda sizlere yunan mitolojisindeki ilahi adalet tanrıçalarından bahsederek ilahi adaletin var olduğuna inanan kişilerin şemalarını yazmaya çalıştım. peki ya ilahi adaletin var olmadığına , adaletsiz bir dünyada yaşadığımza inanıyorsak, şemlarımız nasıl şekillenir? eğer dünyada adalet yoksa çevermizde duyup da korktuğumuz her şey her an bizlerin de başına gelebilir endişesini yaşarken  sahip olduğumuz her şeyi kaybetmekten çok korkarız. sahip olduğumuz her ne varsa onu gelecekte kaybetmekten korkan yanımız evham şemalarımızı oluşurken; adaletsiz bir dünyada kendimizce adaleti sağlamaya çalışan yanımız da vicdan şemalarımızı oluşturur. 

Kısacası geleceğin belirsizliği korkularımızı, korkularımız ise evham şemalarımızı doğurur. belirsizliğin içinde kendimize yol açma çabamız ise vicdan şemalarımızı oluşturur. 

Evhamınızın azalalıp anda kalmanın gücüne erişitiğiniz  vicdanınızın ise huzurla dolduğu bir yaşam dilerim 🙂

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu