Uyaran Eksikliği

Bebeklik dönemi gelişim açısından kritik önem taşımaktadır. Bu kritik yıllarda ebeveynler özellikle de bebeğin bakım ihtiyaçlarını karşılayan anneler çocuğun ilk ve temel eğitimcisi rolündedir. Ayrıca anne bebek bağlanmasının da geliştiği bu dönemde, annelerin çocuklarının gelişimini desteklemek için onlara çeşitli uyaranlar sağlaması ve ilgi göstermesi gerekmektedir. Ebeveynlerin çocuklarına sağladıkları uyarandan zengin destekleyici bir ortam çocuğun gelişiminde oldukça büyük öneme sahiptir (Şahinöz, 2019). Çocuk için erken uyarıcı çevrenin sağlanmamasının sadece gelişimsel durumdaki bir boşluğa yol açmayacağı, aynı zamanda duygusal yeteneklerdeki zayıflığa, duyusal motor geriliğe, gelişimsel geriliğe ve konuşmanın gecikmesine de yol açabileceği bilinmektedir (Koçyiğit ve ark. , 2016). Yapılan araştırmalarda uyaran eksikliği yaşayan çocuklarda zeka geriliğinin daha fazla olduğu görülmüştür (Ayaz ve ark., 2011). Sık geçirilen enfeksiyonlar, yoksulluk, sevgi ve uyaran eksiklikleri de bu gelişimi olumsuz etkileyen faktörlerdir (Bertan ve ark. 2009). Erken dönemde çocuğa uygun uyaranların verilmesi, çocuğun zekasını ve öğrenme kapasitesini arttırmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda sevgi evlerinde kalan çocuklarda ailesinin yanında kalan çocuklara göre uyaran eksikliğinin daha yüksek, zihinsel gelişimin ise daha düşük olduğu bulunmuştur (Sadak, 2020). Annelerin bebeklik dönemine ilişkin gelişim ile ilgili bilgi sahibi olmaları onların bebekleri ile iletişimini güçlendirecek, uygun uyaranlar vermelerine olanak sağlayacaktır. Uyaran eksikliğinin 0-5 yaş arasında örülme oranı %14,5’tir. (Sevgen, 2017).

Bebeklik döneminde çocuk istismarı ve ihmali sonucu oluşan psiko-sosyal travmanın, çocuğun beyin gelişiminde stresle başedebilme yönünde kalıcı olumsuz uyum değişikliklerine yol açtığı da bilinmektedir. Özellikle çocuk ihmali uyaran eksikliğine yol açarak sinaptik bağlantı yokluklarına neden olmaktadır. Bu nedenle çocukların diğer çocuklarla oynamaları desteklenmeli, yakın çevrelerinde dolaşmaları, değişik sesler işitmeleri, etrafındaki eşyaları tanımaları, dokunmaları ve keşfederek öğrenmeleri için güvenli ve uygun ortamlar hazırlanmalıdır. Çocukların kendilerini güvende hissedecekleri şekilde beslenme, uyuma, temizlik gibi günlük rutinlerin yerleştirilmesi de gelişim için önemlidir.

Çocukla konuşulması, söylediklerinin dinlenmesi, ve onunla oyun oynanması gerekir. Çocuk oyun oynayarak günlük sorunlarının da üstesinden gelme becerisi kazanmaktadır. Çocukların gelişim dönemleri içerisinde dönem özelliklerine uygun işitsel-görsel uyaranlar, oyunlar ve aktiviteler ile desteklenmeleri önemlidir. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) verileri beş yaş altı çocukların ev içerisinde ki yetişkinlerle birlikte kitap okuma, şarkı söyleme, resimli kitap bakma, hikâye anlatma, dışarı çıkma ve/veya oyun oynama gibi faaliyetlerinde eğitim seviyesi düşük annelerin katılım oranını %40, eğitim seviyesi yüksek olan annelerin katılım oranını %88 olarak saptamıştır (Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 2019). Annelerin öğrenim seviyesi yükseldikçe, kardeş sayısı arttıkça çocukların maruz kaldığı uyaranlar artmaktadır (Uzun, 2020). Uzun (2020)’un araştırmasında uyaran eksikliği sebebiyle birime yönlendirilen çocukların %63,1’inin annesinin ilkokul mezunu olduğu bulunmuştur. Yapılan araştırmalar annelerin öğrenim düzeyi yükseldikçe çocuklarına kitap alma ve çocuklarına kitap okuma sıklıklarının arttığını göstermektedir (Newland et al., 2011).

Uyaran eksikliği sonucunda çocuklarda içe kapanma, yetersiz sosyalleşme, davranış problemleri, güvenli olmayan bağlanma, düşük benlik algısı, şiddet eğilimi, zihinsel, bedensel ve bilişsel gelişimde gerilik görülmekle birlikte ilerleyen yıllarda bu çocukların okul, iş yeri gibi sosyal sistemlerle ilişkilerinde olumsuz deneyimler yaşandığı bilinmektedir (Sadak, 2020).


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu