Toprağın Bahşettiği İlaçlar: Bitki Çayları

Düzenli olarak tüketildiğinde pek çok faydasının bulunduğu kanıtlanan bitki çayları, havaların soğumasıyla birlikte günlük hayatımızda her zamankinden daha fazla yer ediniyor. Bitki çaylarının bilinçsizce ve aşırı tüketimi sağlığa zarar da verebiliyor. Bu bağlamda Paracelsus’un, “İlacı zehirden ayıran dozudur.” ifadesi bitki çayları için de geçerlidir diyebiliriz. Dolayısıyla bitki çayı tüketmeden önce çayın içeriği hakkında yeterince araştırma yapılmalı; yaş grubu, ergenlik, hamilelik gibi özel durumlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Yeşil Çay: Güçlü bir antioksidan kaynağı olup kansere karşı korur, bağışıklık sistemini destekler, kan şekerini dengeler, kolesterol seviyesini düşürür, fazla ödemin atılmasına yardım eder hatta yaşlanmayı bile geciktirir. Saymakla bitmeyen faydalarının yanında içeriğindeki epigallokateşin gallat ve kafein sayesinde metabolik hızı artırır. Bu nedenle sıklıkla kilo verme amaçlı tercih edilmektedir. Günde iki fincan yeşil çay ile ara öğünlerinize sağlık katabilirsiniz. Yeşil çay kafein içerdiğinden ve bazı ilaçların etkisini azaltabileceğinden hipertansiyonu olan kişiler yeşil çayı günlük bir fincandan fazla tüketmemelidir.

Beyaz Çay: Antioksidan içeriği en yüksek ve en az işlem görmüş bitki çayıdır. Son yıllarda özellikle kilo problemlerinde tüketilmeye başlanan beyaz çay; sindirimi kolaylaştırır, cilde esneklik verir, cildin yaşlanmasını geciktirir, iyi kolesterolü yükseltip kötü kolesterolü düşürür, hafızayı kuvvetlendirir ve vücutta yağ depolanmasını baskılar. Günde iki fincan beyaz çay içerek beyaz çayın bu etkilerinden yararlanabilirsiniz. Beyaz çay az miktarda da olsa kafein içerir ve aşırı tüketilmesi sonucunda çarpıntı ve uykusuzluk gibi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle tansiyon hastalarının, gebe veya emziren kadınların dikkat etmesi gerekmektedir.

Zencefil Çayı: Soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarının yanı sıra diyabet hastalığına da olumlu etkileri bulunur. Ancak zencefil safra salgısını arttırdığı için safra kesesiyle ilgili rahatsızlığı olanların, bu çayı uzman kontrolünde tüketmesi gerekir. Hamilelikte bulantı ve kusmayı önlediği için de kullanılan zencefilin, 1 gramın üzerinde alınması riskli gebeliklerde düşük riski oluşturabilir. Bu nedenle bir uzmana danışılmalı ve güvenli doz aralığında zencefil çayı tüketilmelidir.

Rezene Çayı: Hazımsızlık ve gaz gibi mideye bağlı bütün problemlerin çözümü için tüketilebilir. Aynı zamanda yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen kronik kabızlık durumunda da güvenle kullanılabilecek bir metabolizma destekçisidir. Rezene çayının fazla tüketimi bazı sağlık sorunlarına yol açabileceğinden günde iki fincandan fazla tüketilmemesi gerekmektedir.

Ada Çayı: Yumuşak bir içimi olan ve strese iyi gelerek sakinleşmeye yardımcı olan ada çayı, doğal bir antioksidan kaynağıdır. Vücudumuzda var olan toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı olur. Karaciğeri temizler ve safra kesesinin çalışmasını sağlar. Ayrıca gargara olarak kullanıldığında boğaz ağrılarına da iyi gelir. Fakat gebe ve çocuklarda kullanımı önerilmemektedir. Tansiyon artırıcı özelliği olduğundan kalp hastaları dikkatli tüketmelidir. Eğer adaçayı tüketmemesi gereken grupta değilseniz, günde iki-üç fincan tüketebilirsiniz.

Kuşburnu Çayı: İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini korur ve güçlendirir. Soğuk algınlığı, nezle, grip ve romatizma gibi hastalıkların doğal tedavisinde son derece etkilidir. Fazla tüketimi deride kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlara, ağızda ve sindirim sisteminde tahrişe yol açabileceğinden günlük üç fincandan fazla tüketilmemelidir.

Kekik Çayı: Öksürük, hazımsızlık, boğaz ağrısı, soğuk algınlığı, stres, romatizma ve baş ağrısı gibi birçok rahatsızlığa fayda sağlar. Fakat tansiyonu düşürücü etkisinden dolayı olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle yüksek tansiyonu olan ve ilaç kullanan kişiler, kekik çayını uzman kontrolünde ve ilaç içtikten iki saat sonra tüketebilirler.

Mate Çayı: İçeriğindeki kafein sayesinde metabolizmayı hızlandırır. Dolayısıyla zayıflama üzerinde etkilidir. İdrar söktürücü etkisi de bulunan mate çayı, terlemeye ve ödem atmaya yardımcıdır. Ancak kalp damar hastalıklarında ve yüksek tansiyonda tüketimi önerilmeyen bir bitki çayıdır. Günlük tüketimi iki fincanın üzerinde olmamalıdır.

Papatya Çayı: Halk arasında genellikle rahatlatma ve uyku problemlerindeki olumlu etkileriyle bilinen bitki çayıdır. Papatya çayı; adet dönemi kasılmalarına, stres ve kaygıya, romatizma rahatsızlıklarına, cilt problemlerine, alerjik durumlara, bağırsak sorunlarına, diş eti rahatsızlıklarına iyi gelir. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin güçlenmesine de yardımcı olur. Papatya çayının sinir sistemi üzerinde ciddi etkileri olabileceği için epilepsi hastalığında tüketimi uygun değildir. Geçmişinde hormon dengesizliği bulunan kadınların da tüketmeden önce bir uzmana danışmaları gerekmektedir.

Sinameki Çayı: Özellikle kabızlık tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Kilo vermek için de tercih edilebilen sinameki çayını bu amaçla tüketmek doğru değildir. Üç haftadan fazla tüketildiğinde bağırsaklarda kronik tembelliğe, kalıcı hasara hatta uzun vadede tümörlere bile neden olabilir. Crohn hastalığı, ülseratif kolit, apandisit, mide iltihabı ve hemoroidi olan kişiler tarafından tüketilmemelidir; kalp hastalığı olan kişiler kontrollü tüketmelidir. Aynı zamanda sinameki ilaçlarla etkileşime girebilen bir bitki olduğundan, sürekli kullanılan bir ilaç varsa hekime danışılarak tüketilmelidir.

Son olarak belirtmek isterim ki zayıflama amacıyla tüketilen hiçbir bitki çayı, direkt olarak yağ yakımı sağlamaz. Yeterli ve dengeli beslenerek verimli bir kilo kaybı sağlayabiliriz. Ayrıca daha sağlıklı olmaya çalışırken daha ciddi sorunlara yol açmamak için bu çayları tüketmeye başlamadan önce uzman tavsiyesi almalı, güvenilir firmaların poşetli bitki ve meyve çaylarını tüketmeliyiz.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu