Omurga cerrahisi gerektiren birçok hastalık mevcut… Bu hastalıkları kabaca daha sık
olanlardan başlayarak dejeneratif sorunlar(fıtık, kanal darlığı), travmalar (kırıklar,
burkulmalar), deformiteler (skolyoz, kifoz), tümör-enfeksiyonlar ve romatizmal sorunlar
olarak gruplayabiliriz. Bunlar ortasında en sık yapılanları ise; fıtık, kanal darlığı, bel kayması
gibi hastalıkları içeren dejeneratif hastalıklar ile ne yazık ki başarısız omurga cerrahisi
nedeniyle karşımıza gelen hastaların cerrahileri… Gün geçtikçe hastalar, omurga
ameliyatlarından daha fazla korkar oldu. Zira birçok kişinin yakın etrafında bu türlü bir
hastaya rastlamak mümkün. Bilhassa omurga cerrahisine özelleşen doktorlar olarak
gördüğümüz hastalarımızın ve yaptığımız ameliyatların birçoklarını başarısız omurga ameliyatı
geçiren hastalar oluşturuyor.
Başarısız omurga ameliyatlarının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1. Gereksiz yapılan ameliyatlar: En kıymetli nedenlerinden biri… Omurga ameliyatlarının
çoğunun geri dönüşü yok. Bir öbür deyişle ameliyat ile köprüler yakılıyor. O nedenle
ameliyat öncesinde tüm tıbbi (cerrahi olmayan) tedavilerin denenmiş olduğuna emin
olmak lazım. Bilhassa “dejeneratif omurga sorunları” dediğimiz bel fıtığı, kanal darlığı,
bel kayması üzere meselelerin oluşturduğu hastalık kümesinde; ameliyat öncesi tüm tıbbi
seçeneklerin denenmiş olması gerekiyor. Bu küme hastalarda tuvaletini tutamama
veya kaslarda ilerleyici kuvvet kaybı üzere önemli bulgular yoksa ameliyat geciktirilebilir.
Bu ortada tüm tıbbi alternatifler denenebilir.
2. Cerrahi sonucu oluşan komplikasyonlar: Yara iltihabından implant kırılmaları ve felce
kadar giden birçok sorun olabilir. Dikkatli yapılan cerrahi ve âlâ bir ameliyat sonrası
bakımla bu meselelerin birçok engellenebilmektedir. Fakat şunu unutmamak gerekir ki;
risk hiçbir vakit sıfır değildir ve her türlü tedbire karşın bunlar başımıza gelebilir.
3. Ameliyat sonrası yetersiz rehabilitasyon: Bu da kıymetli nedenlerden biridir. Ameliyat
sonrası zayıflayan omurga etrafı kaslarının güçlendirilmesi ile birçok sorun
engellenebilir.
4. Hastanın beklentisi ile ameliyat sonucu kazanımın örtüşmemesi: Cerrahlar olarak
bizim vazifemiz ameliyat sonucunda hastanın neler kazanıp, neler kaybedeceğini
açıkça hastalara anlatmak… Hastalar da ameliyata karar verme sürecinde faal rol
alarak, tabir yerindeyse şuurlu tüketici olmalıdırlar.
Yukarıdaki nedenlerin bir kısmı önlenebilirdir. Bu etapta cerrah ve hastanın işbirliği büyük
önem taşır. Bilhassa bel-boyun fıtığı üzere yaygın görülen problemlerde üstte belirttiğim acil
durumlar dışında cerrahi olmayan metotların denenmesi ve ameliyat karar sürecinde hasta
ile cerrahın uygun irtibat kurması çok değerlidir.
