En Yaygın lletişim Hatası: Zihin Okuma

‘Karşımdaki kişinin zihnine girsem neler var neler yok şöyle hepsini öğrensem ne iyi olur!’,

‘Burada şu davranışı yaptı kesin bundan dolayı yaptı neyden olacak ben biliyorum benim hislerim çok kuvvetlidir!’,

‘Benimle konuşurken başka yere baktı acaba benim konuşmam sıkıcı mı geldi!’,

‘Zaten ben onun o hareketinden şunu demek istediğini hemen anlarım ben onu adım gibi bilir, tanırım!’

Ne iyi olurdu insanoğlunun böyle bir kabiliyeti olsa ama üzgünüm biz insanların böyle bir kabiliyeti yok. Evet karşıdakinin düşüncesini bilebilirsin ama sadece ona sorup öğrenme yöntemiyle.

Zihin okumaya çalışmak, bir kısır döngü orada dur! Eğer sende böyle bir döngünün içinde isen orada durup bu döngünün sana aslında nasıl zarar verdiğini bilmeni isterim. Senin o “Ben onu bu hareketi yaptı şunu demek istedi!” diye başlayan cümlelerin bilişsel bir çarpıtma olan zihin okumadır. Nedir bu bilişsel çarpıtma? Gerçeği olduğu gibi görmemize engeldir.

Zihin okuyan zanneder ki benim böyle bir kabiliyetim var. O zihin okuma ile gerçekleştirdiği düşünce silsilesine öyle kesin ve net bir şekilde bakar ve inanır ki iletişim kurma ihtiyacı bile duymaz, teyit etmeye gerek yoktur onun için. Bu zihin okumanın sana nasıl olumsuz etkileri var gel bakalım birlikte:

Zihin okuyan kişi, aslında kendi zihninde partnerinin yerine oluşturduğu o kişiyle konuşur. Gerçekteki kişiyle iletişim kurmaktansa sürekli olarak zihnindeki o kişiyle konuşur. Bu konuşmalar felaketleştirmeye yöneliktir. Zihin okuduğunu zanneden kişiyi daha çok çıkmaza sokar. Karşındakine herhangi bir davranışı, durumu açık bir şekilde sormadan onun yerine düşünmek senin işini kolaylaştırmaz aksine seni daha çok dolduruşa getirir bir süre sonra bakmışsın patlamaya hazır bir bombasın! Ve karşındaki partnerinin senin zihninde kurduğun senaryolardan haberi bile yoktur. Sen onu zihninde indirmiş, bindirmiş, dövmüş, vurmuş… olursun aslında ama kendi zihnini yormaktan başka bir işe yaramamıştır. Karşıdaki kişi kendini ifade etmediği sürece senin onun niyetini, zihnindekini okuma gibi bir yeteneğin yoktur.

“Benim hislerim çok kuvvetlidir şıp diye anlarım!” diye bunu kovalamaktansa zihin okumanın ilişkine verdiği zararı görmeni isterim. Onun yerine kendine şunları sormalısın:

‘Ben neden buna ihtiyaç duyuyorum?’,

‘Ailemde bunu yapan var mıydı?’,

‘Neden bu kadar kişiselleştirme eğilimindeyim?’,

‘Alıngan bir yapım mı var?’ 

‘Her şey gerçekten benimle mi ilgili?’ 

‘Davranışları, durumları bu kadar kendi aleyhime algılamamın altında beni tetikleyen hangi duygular var?’ 

‘Karşının yerine düşündüklerim benim kendimle ilgili düşüncelerim olabilir mi?’

Gibi kendinle teması arttıracak olan bu soruları sormakla zihin okuma alışkanlığının alt nedenlerini araştırmak senin çok daha yararına olur. 

Unutma !

Bir başkasının zihnini okuma kabiliyetin yok. Zihin okuma yoluyla elde ettiğin; felaketleştirilen her düşünce karşıdakine ait değil senin kendinle ilgili düşüncen olabilir. Sen kahin değilsin ilişkide kişinin söylediği esastır. Onun dışında karşıdaki kişinin aklındakini okuma, görme şansımız yok.

Bu alışkanlığının farkında isen kendine, çevrene, ilişkilerine zarar verdiğini, seni izole ettiğini düşünüyorsan bu konuda profesyonel destek almaktan çekinme. Bu kısır döngüden sadece sen istersen çıkabilirsin.

Sevgiyle..


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu