Parmaklarınızı kütlettiğinizde çıkan kırtlama biçimindeki sesin; kol yahut bacaklarınızdaki yahut boynunuzdaki, belinizdeki eklemlerden çıkan seslerden aslında bir farkı yok. Bu seslerin eklem içindeki sıvıda bulunan hava habbeciklerinin sıkışıp, daha küçük kabarcıklara bölünmesine; tabiri caizse patlamasına bağlı olduğu düşünülüyor. Yani kireçlenme ile filan bir ilgisi yok, rastgele bir hastalığın belirtisi de değiller. Kaygı etmeyin..
İnsanoğlunun bedeni da aslında dört ayak üzerinde duracak formda evrimleşmiştir. Lakin çağdaş ömrün gerektirdiği ayakta durmak, oturmak üzere aslında bedenimizin yapısına uygun olmayan durumlara ahenk sağlamak maksadı ile bizim omurgamızda bir grup eğrilikler oluşmuştur. Yandan baktığımızda boynumuzda ve belimizde açıklığı geriye bakan, sırtımızda ise açıklığı öne bakan C formunda birer kavis vardır. İşte çeşitli omurga hastalıklarına bağlı olarak bu kavislerin düzleşmesi ve hatta aksine dönmesi bile kelam konusu olabiliyor. Kelam konusu düzleşmeler doğaldır ki bedenimizin duruşunu ve dinamik yapısını bozacak, ağrıya yol açacak ve daha da berbatı kendilerine yol açan omurga sıkıntısını giderek daha ağır hale getireceklerdir; yani bir an evvel düzeltilmeleri için tedavi olmak gerekmektedir.
Ekseriyetle yaşlı bayanlarda, bilhassa de zayıf yahut olağan kiloda olan yaşlı bayanlarda; nadiren de yaşlı erkeklerde kemik erimesi yahut tıbbi ismi ile osteoporoz görebilmekteyiz. Bunun bir başlangıç evresi olan osteopeni ise, kemik erimesi başlangıcı manasına gelmektedir. Birebir durumu, kimi vakit kortizon ve gibisi ilaçları uzun müddet kullanmak zorunda kalan hastalarda da görebilmekteyiz. Kemik erimesi olan şahısların, beklenmedik kırıklardan korunabilmelerinin yolu; tabipleri tarafından kendilerine verilen beslenme tekliflerine uymaları, ilaçları aksatmamaları ve sistemli denetimlerini yaptırmalarında yatmaktadır. Kestirim edersiniz ki, bu insanlarda kırılan kemiklerin uygunlaşması de çok zordur ve uzun sürer…
Çiş kaçırma olsun, kaka kaçırma olsun; çok can sıkıcı durumlar. Hem hasta için, hem de yakınları için katlanması sıkıntı durumlar. Çocukluk çağındaki tuvalet terbiyesi akabinde çözülmüş bulunan bu sorun, bir nedenle tekrar ortaya çıktığında; insan güya bebekliğine dönmüş üzere olur. Kimi vakit okul çağındaki çocuklarda gece uykuda yatağa kaçırma biçiminde olabilir, kimi vakit ileri yaşlarda tuvalete yetişememe yahut gülünce-hapşırınca altına kaçırma halinde olabilir. Alt bezi ile bir ömür geçirmek olacak şey değil. Her ne vakit ve her ne formda olursa olsun, hekimlerin inkontinans da dedikleri bu durumun kesinlikle incelenmesi ve tedavi edilmesi gerekir; bilhassa de ömür kalitesi kavramının en öne çıktığı günümüzde.
Tabiplerin myelomalazi ismini verdikleri durum ise, aslında omurilik hasarı demektir. Yani beynimizden çıkıp kollarımıza ve bacaklarımıza giden tüm sonların geçtiği omuriliğin hasar görmesi. Bu hasarın ilerlemesi durumunda geri dönüşü olmayan felçlerin ortaya çıkacağı çok açıktır.
