Her alanda çok hızlı değişimlerin yaşandığı 21. Yy. dünyasında ebeveynler çocuklarına doğru yolu göstermek, en iyi eğitim için gerekenleri yapma mücadelesini vermektedir. Çoğu zaman iyi bir akademik yaşantının ortalamanın üstünde bir bilişsel gelişim ve doğru okuldan geçtiği düşünülmektedir. Ortalamanın üstü bir zeka ve iyi bir okulun iyi bir akademik hayatın ve sonucunda da başarılı bir hayat getireceği düşüncesi yanlış olmamakla birlikte akademik hayatta başarıya ulaşmada aile içi deneyimlerin etkisi azımsanmaktadır. Çocuğunu iyi bir okula gönderen gerektiğinde ek ders, ek kaynaklarla destekleyen aileler iyi eğitim için gerekenleri yaptıkları inancına sahip olurlar. Ancak çocuğun okula olan bakış açısından öğrenmenin temel etmenlerinden olan dikkat gelişimine kadar her noktada ebeveynlerin etkisi görülmektedir. Özellikle Çocuğun kişiliğinin temellerinin atıldığı 0-6 yaş dönemindeki yaşantılar ilkokul ve sonrasındaki akademik yolda gizli bir rol oynamaktadır. Bu noktadan hareketle kişilik gelişimindeki anahtar noktaların çocuğun akademik yaşantısı içinde de kilit noktalar olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Şimdi Çocuğumuzu başarıya götürecek aile yaşantılara bir göz atalım
SORUMLULUK VERMEK;
Yaşı kaç olursa olsun çocuğa sorumluluk vermek önemli ve geliştiricidir. Çocuk sorumluluk aldığında kendini yeterli hisseder ve yeni girişimcilere atılabilir. Öte yandan sorumluluk verilmeyen ve sürekli olarak anne babaları tarafından bir yerlerde hayatı kolaylaştırılan çocuklardan okula geldiklerinde çantalarını, eşyalarını toparlamaları, ders programını takip etmeleri ve gittikçe artan bir ödev yükünün altına girmeleri beklenmektedir. Fakat evde kendi kendine yemek yeme sorumluluğunu bile üstlenmeyen çocuk için bu oldukça zorlayıcı olmakta bir süre sonrada okulu sürekli zorlandığı bir yer olarak görmekte ve kendini okulda iyi hissetmemektedir. Okula karşı bu olumsuz duygular ise bir süre sonra başarısızlık olarak kendini göstermektedir.
EV KURALLARI KOYMAK
Ev herkesin kendini daha rahat ve özgür hissettiği bireysel mekanıdır. Bu bağlamda çocuklarında evde özellikle de kendi odalarında rahat olmaları ve bazı kararları kendilerinin vermeleri ya da vermek istemeleri oldukça doğaldır. Ailelerinde ev içinde bu karar özgürlüğünü desteklemesi oldukça beklendik bir durumdur. Ancak küçük çocuklar ev- başkalarının evi- diğer ortamlar ayrımlarını yapmakta güçlük çekmekte ve alışmış oldukları davranış örüntülerini her yere genelleme yapmak istemektedirler. Oysaki okul ve akademik ortamlar belli sınır ve kurallar içermektedir. Kuralları içselleştiremeyen çocuklar ise okul ortamına uyum sağlamakta zorluklar yaşamaktadır. Bu sebeple evde de bazı kuralların olması, kendi odası ile ilgili kararlar çocuğa bırakılsa bile evin ortak alanlarında sınırları olması hem çocuğun sosyal uyumunu arttıracak hem de akademik başarısını destekleyici olacaktır.
EKRAN SINIRLAMALARINA DİKKAT ETMEK
Ekran zamanlarına dikkat edilmeli, 90’larda bilgisayara erişmek bile kolay değilken bugün ekranlar her an her yerde yanı başımızda varlıklarını arttırarak sürdürüyor. Bu kadar kolay ulaşabilirliğin olduğu bir zaman diliminde sıfır ekranla çocuğu büyütmek ne kadar zor olsa da ekran karşısında geçirilen zaman arttıkça etkilenenin sadece dikkat gelişimi olmadığı, dil gelişimi sosyal gelişim hatta fiziksel gelişiminde olumsuz etkilendiği unutulmamalıdır. Ekran karşısında geçirilen vakit arttıkça çocuk sade
ve tekdüze uyaranlara odaklamamakta, çocuğun beyni sık, hızlı, renkli ve sesli uyaranlarla doyuma ulaşmak istemektedir. Bu da çocuğun 30-40 dakikalık bir derste olağandan fazla sıkılmasına neden olmakta çocuk okuldan ve derslerden uzaklaşmaktadır. Bu konuda çocuğa yeterli sınırlar konulamıyorsa bile çok basit olan 3-6-9-12 kuralı uygulanması yerinde olacaktır. Bu kural; 3 yaştan önce ekran yok, 6 yaştan önce yetişkin olmadan ekran yok ve kendine ait tableti vs sahip olmamalı, 9 yaşından önce internete yetişkin denetimiyle girmeli ve 12 yaş sonrası saat ve site sınırlamaları şeklinde özetlenebilir.
KİTAP OKUMASI İÇİN TEŞVİK ETMEK
Çocukların kitap okumasının hem bilgi birikimlerini destekleyici bir yol açtığı hem de dil gelişimlerini desteklediği açıktır. Çocukları kitap okumaya teşvik etmek akademik hayat başarısı için olmazsa olmazlardandır. Bir araştırmaya göre çocukları kitap okumaya teşvik eden şey sadece kitap almak, kitp okumak olmadığı aynı zamanda çevrelerinde yeterli miktarda kitap görmenin, kendileri için olmayan kitapevi ziyaretlerinin de olumlu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Buna göre çocuklarımızı mümkün olduğu kadar erken yaşlarda kitaba ve kitapların olduğu ortamlara maruz bırakmak, hem sizin ve çocuğunuzun kütüphanelerinin olması bu yolda önemli bir etkendir.
Yukarıdakilere ek olarak tutarlı bir anne baba tutumu sergilemek, çocuğumuzla kaliteli zaman geçirmek, daha çok küçük büyüdüğünde gelişir, değişir, sorumluluğunu alı diye beklemeden bugünü değerlendirmek çocuğunuza hayatı boyunca yardımcı olacak becerileri kazanmasına yardımcı olacak ve tüm bunlar yeterli akademik bilgi, iyi bir okul deneyimi ile birleştiğinde başarılı bir akademik yaşam ortaya çıkacaktır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.