Aldatmak ve Aldatılmak

İlişkilerin çoğu duygusallıkla başlar. Heyecan, tutku, arzu, aşk, sadakat, sevgi, özlem… ve kabul etmeliyiz ki ilişki her zaman aynı kalmaz. Zamanla duygular azalabilir, başka bir duyguya dönüşebilir. Duygular ne kadar yoğun olursa olsun her zaman her zaman aynı şiddette hissedilmez. İlişkiyi sürdüren şey duygunun aynı kalması değil duyguların değişebileceğini kabul etmek ve duyguların dönüşümüne olumlu şeyler katabilmektir.

Aldatmak, kişinin hayatındaki boşlukları doldurma ihtiyacının sonucudur. Bu boşluklar bazen fiziksel bazen de duygusal olabilir. Aslında aldatma ya da aldatılmaya giden sürecin bir parçası da ilişki ve evlilik içinde partnere verilen roller ve anlamlardır. Burada değinmek istediğim bir konu var.

Oidipüs karmaşası; Freud’a göre her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir. Erkek bebeğin sürekli annesine şımarması, babasının annesiyle ilgilenmesinden rahatsız olup ağlaması veya araya girmesi örnek olarak verilir. Erkek çocuk genellikle evde güçlü bir otoritesi olan güçlü rakibi babadan çekindiğinden her iki ebeveynden de uzaklaşmak zorunda olduğunu hissederken, annesinden çekinen kız çocuk hayran olduğu güçlü babasına daha çok yaklaşır. Freud, bu yaş döneminde erkek çocuğun annesine karşı duyduğu aşk nedeniyle babası tarafından cezalandırılacağı korkusu sonucu yaşanan karmaşaya Odipal kompleksi adını vermiştir.

3 ile 6 yaş arasında bu karmaşayı yaşayan erkekler; annelerinde bulamadıklarını partnerlerinde ararlar ve sonra partnerlerini anneleri yerine koyarak onları artık anne konumunda gördükleri için onları kısıtlamaya başlarlar. Partnerleri artık onların gözünde anneleri oldukları için onunla bir birliktelik yaşayamaz ve başkalarına giderler.

Elektra kompleksi; babalarının bütün ilgisini kendi üzerlerine çekebilmek için anneleriyle yarış içerisinde olan kız çocuklarının yaşadığı bir süreç olarak tanımlanabilir.

Kız çocuklarının ilk aşkı babasıdır derler. Babalarıyla sağlıklı ilişki kuramayan kızlar birileri ona sahip çıksın onu kıskansın onu korusun ister. Babadan istediği şeyleri partnerinde arar ve sonunda karşıdaki insanı baba konumuna koyarlar ve partnerleri artık onların gözünde babaları oldukları için onunla bir birliktelik yaşayamaz ve başkalarına giderler.

Yani aslında aldatmalarının geneli 3 ile 6 yaş arasındaki çözümlenmemiş oidipüs karmaşasından kaynaklanır.

Bir de şöyle bir durum var; partnerin bütün ihtiyaçlarını karşılamasını beklemek, en iyi eş, en iyi ebeveyn, en iyi arkadaş olmasına dair ona atfedilen rol iki taraf içinde gerçekçi olmayan beklentilere ve sorumluluğa neden olur. Bu beklentilerin hepsinin karşılanması çok zordur. Beklentiler çok oldukça ilişki içerisinde hep eksiklikler olur. Bu durumda beraberinde sadakatsizliği getirebilmekte, aldatma kaçış planının bir parçasını oluşturmaktadır. 

Öyleyse aldatma ortaya çıktığında bir çiftin yapabileceği şeyler nelerdir? 

Aldatılan eş tekrar öz değer hissini hatırlayacağı şeyler yapmalı. Bunlar, kendini sevdiği ve hayatını tekrar canlı tutacak şeyler olmalı. Ama daha da önemlisi aşağılayıcı detaylar için merakı frenlemek gerekir. Neredeydin? Onunla nerede görüştün? Ne sıklıkla? Yatakta benden daha mı iyi yoksa kötü mü? Bunlar sadece daha fazla acıya neden olan sorulardır. Bunun yerine belki de şöyle sorular sorabilirsiniz, anlam ve güdüleri ortaya çıkaracak olan.

Örneğin: Bu ilişki senin için ne anlama geliyordu? Benimle artık yapamadığın orada deneyimlediğin şey neydi? Bizim hakkımızda değer verdiğin ne var? Bittiğine memnun musun?

 Bazı tahminler kadınların da erkekler kadar aldattıklarını öne sürüyor, ama bu aldatmalar cinsellik değil daha çok duygusal temelli. Bazı kadın ve erkeklerin ilişkilerinde her zaman eşlerinin onlara verebileceklerinden daha fazla istemelerine rağmen, kadın ve erkekleri aldatmaya yönelten asıl sebep oldukça basit: Birincisi, kadın ve erkekler ilişkilerinde kendilerini önemli ve değerli hissetmek, eşleri tarafından sevildiklerini bilmek istiyorlar. Cinsel tatminsizlik nadir rastlanan bir aldatma nedeni, asıl sebep duygusal tatminsizlik. İkinci olarak, eşler arasındaki iletişim inanılmaz derecede büyük bir önem taşıyor. Eğer eşinizle iletişim kuramıyor, hissettiklerinizi ve problemlerinizi onunla paylaşamıyorsanız ya da eşiniz sizi dinlemiyorsa, duygusal reddedilme ile başa çıkmak oldukça imkânsız hale gelebilir. O yüzden, aldatan kişiyi başkasıyla ilişkisi var diye (duygusal veya cinsel) suçlamadan önce kişinin bu davranışının ilişkisindeki hangi sorunu yansıttığını düşünün. Kabul etmek zor olsa da çoğu zaman asıl kurban aldatandır. 

Dünyada hiçbir şey birdenbire olmadığı gibi her ilişkide aslında aldatma aşamasına geçilmeden yaşanan durumlarla sinyaller verilmeye başlanır. Bunları hissettiğimiz anda önüne geçebilmek mümkündür.  Bu aşamada sorunları fark edip onları çözmek için çaba sarf etmek ve eğer sorun çözülmediyse destek almak önemlidir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu